TÜRKİYE EĞİTİMDE NE ARIYOR?

Türkiye’de Eğitim: Eşitsizlik, belirsizlik ve sınav stresi. Öğrenciler öğrenmek yerine yarışıyor, öğretmenler atanamıyor, sistem sık sık değişiyor. Eğitim hâlâ vizyona değil, günü kurtarmaya odaklı. Çözüm mü? Kalıcı, adil ve bilimsel bir reform.

TÜRKİYE EĞİTİMDE NE ARIYOR?

TÜRKİYE EĞİTİMDE NE ARIYOR?

Türkiye'de eğitim sistemi, yıllardır süregelen yapısal sorunlar, eşitsizlikler ve nitelik problemleriyle gündemdeki yerini koruyor. Öğrenciler, öğretmenler ve veliler; her dönem değişen müfredat, sınav baskısı ve fırsat eşitsizliği arasında sıkışmış durumda.

Her yıl binlerce öğrenci liseye ya da üniversiteye geçiş sınavlarına giriyor. Ancak alınan puanlar kadar, yaşanılan şehir, okulun fiziksel şartları, hatta öğretmenin motivasyonu bile geleceği etkiliyor. Türkiye'de eğitime dair en büyük eleştirilerden biri de bu: fırsat eşitliğinin olmayışı.

Nitelik Yerine Nicelik mi Öncelikli?

Uzmanlar, eğitimin "başarıyı ölçme" konusunda sayısal verileri öncelediğini; ancak öğrencilerin analitik düşünme, problem çözme, sorgulama gibi temel yetkinliklerde geride kaldığını belirtiyor.

Eğitimci Ayşe Demir bu konuda şöyle diyor:
“Çocuklarımız sınav çözmeyi öğreniyor, ama düşünmeyi değil. Bu sistem bilgiyi ezberletiyor, sevdirip içselleştirmiyor.”

Öğretmen Açığı ve Atama Sorunları

Bir diğer dikkat çekici problem ise atanamayan öğretmenler. On binlerce eğitim fakültesi mezunu, KPSS sonuçlarına rağmen işsiz kalırken; bazı bölgelerde hâlâ öğretmen açığı sürüyor. Özellikle Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da birçok okulda branş öğretmeni olmadan ders yapılmakta.

Fiziksel Koşullar ve Altyapı Sorunları

Türkiye genelinde bazı okullar teknolojik donanım açısından ileri seviyedeyken, bazı kırsal bölgelerde hâlâ birden fazla sınıf aynı anda aynı dersliği paylaşıyor. Bu da eğitimde bölgeler arası uçurumu derinleştiriyor.

Sık Değişen Müfredat ve Sınav Sistemi

Velilerin en büyük şikâyetlerinden biri, her yıl değişen sınav ve müfredat sistemleri. Bir dönem TEOG, bir dönem LGS, başka bir yıl YKS derken öğrenciler sürekli değişen kurallarla yarışa zorlanıyor. Eğitimdeki bu istikrarsızlık, uzun vadeli plan yapmayı neredeyse imkânsız kılıyor.

Sonuç: Geleceği Planlamak mı, Günü Kurtarmak mı?

Türkiye’de eğitim sistemi hâlâ uzun vadeli bir vizyona ihtiyaç duyuyor. Siyasi değil, bilimsel temellere dayalı, öğrenci merkezli bir sistem inşa edilmediği sürece; çocuklar sınavlarla değil, hayalleriyle yarışmak zorunda kalacak.

Velilerin, öğrencilerin ve eğitimcilerin ortak çağrısı:
“Kalıcı, eşit, özgür ve çağın ihtiyaçlarına uygun bir eğitim reformu artık ertelenmemeli.”

Yazar: Derya YAĞMUR

Yazı İşleri Sorumlusu: Nida PALA

Bu yazının bütünü yazara aittir. 

Paylaş

Tepkiniz Nedir?

Beğen Beğen 7
Beğenmedim Beğenmedim 0
Aşk Aşk 4
Komik Komik 0
Kızgın Kızgın 0
Üzgün Üzgün 0
Vay Vay 4