Evrim Tarihine Yeni Bir Kapı Aralanıyor
Bilim İnsanları, Kuzey Kutbu'nda Bulunan 24 Milyon Yıllık Gerçedan Dişinden Elde Ettikleri Proteinlerle Evrimsel Gizemleri Çözüyor

Bilim insanları, fosillerde korunan antik proteinleri inceleyerek evrimsel geçmişe ışık tutuyor. Kanada’nın Kuzey Kutbu’nda keşfedilen 24 milyon yıllık bir gergedan dişi, şimdiye kadar analiz edilen en eski DNA’dan 10 kat daha eski proteinleri barındırıyor. Kopenhag Üniversitesi’nden araştırmacılar, bu fosilden tam yedi farklı protein dizisi çıkarmayı başardı. Diş minesinin dayanıklı yapısı sayesinde bu proteinler milyonlarca yıl boyunca korunarak adeta biyolojik bir kasa görevi gördü.
Bu çarpıcı keşif, fosillerden protein elde etmeyi hedefleyen paleoproteomik biliminin geleceği açısından büyük bir adım olarak değerlendiriliyor. Araştırmacılar, elde ettikleri dizileri hem yaşayan hem de soyu tükenmiş türlerle karşılaştırarak gergedanın evrimsel ağacındaki yerini belirledi. Sonuçlar, bu türün yaklaşık 41 ila 25 milyon yıl önce yaşamış diğer gergedanlarla aynı aileden ayrıldığını gösterdi. Ayrıca, bu yöntem sayesinde fosillerin cinsiyeti, beslenme alışkanlıkları gibi daha önce ulaşılamayan bilgiler de açığa çıkabiliyor.
Araştırmalar yalnızca Kuzey Kutbu ile sınırlı değil. Kenya’daki Turkana Havzası’ndan çıkarılan 1,5 ila 18 milyon yıl öncesine ait memeli dişleri üzerinde yapılan bir diğer çalışmada da dikkat çekici sonuçlar elde edildi. Harvard Üniversitesi ve Smithsonian Enstitüsü’nden bilim insanları, sıcak ve nemli iklime rağmen bu dişlerde proteinlerin korunmuş olduğunu saptadı. Bu bulgular, sadece kurak ve soğuk bölgelerde değil, tropikal iklimlerde de proteinlerin uzun süre hayatta kalabileceğini gösteriyor.
Ancak dinozor fosillerinde protein bulmak hâlâ büyük bir bilimsel zorluk. Önceki bazı araştırmalarda 195 milyon yıllık dinozor kemiklerinde kolajen izlerine rastlansa da, çoğu tanımlanabilir diziler içermiyor. Dinozorların yaşadığı dönemlerdeki iklim koşulları ve fosillerin derin gömülmesi, proteinlerin korunmasını zorlaştırıyor. Yine de uzmanlar, gelişen teknolojiler sayesinde önümüzdeki 10 yıl içinde dinozor fosillerinden anlamlı protein verileri elde etmenin mümkün olabileceğini düşünüyor.
Antik proteinlerin analizi sadece fosil bilimi için değil, aynı zamanda moleküler biyoloji ve evrimsel genetik için de devrim niteliği taşıyor. DNA’nın artık erişemediği derin zamanlara ışık tutan bu moleküler izler, canlıların kökenine dair yepyeni bir pencere aralıyor. Bilim insanları artık yalnızca kemik yapılarına değil, fosillerin moleküler izlerine bakarak geçmişin sırlarını çözmeye çalışıyor.
Paylaş
Tepkiniz Nedir?






