İnsan Vücudu Yeniden Büyüyebilir mi? Bilim İnsanları Umut Veren Bir Molekül Tespit Etti
Axolotl semenderlerinden ilham alan araştırmacılar, insan vücudunda uzuv yenilenmesini mümkün kılabilecek bir sinyal molekülü keşfetti: Retinoik asit. Bu gelişme, gelecekte parmak ya da el gibi kaybedilen uzuvların yeniden büyüyebileceği ihtimalini gündeme getiriyor.

İnsan vücudunun kaybedilen bir uzvu yeniden oluşturması mümkün olabilir mi? Bilim insanları bu soruya "evet" diyebileceğimiz günlerin çok da uzak olmadığını gösteren bir keşfe imza attı.
Northeastern ve Kentucky Üniversiteleri’nden araştırmacıların yürüttüğü çalışmada, doğanın en etkileyici rejenerasyon yeteneklerinden birine sahip olan Meksika semenderi axolotl’dan ilham alındı. Bu canlı, kopan uzuvlarını adeta kusursuz bir şekilde yeniden oluşturabiliyor. Peki bu sıradışı kabiliyetin sırrı neydi?
Araştırmalar, "retinoik asit" adlı bir molekülün bu sürecin merkezinde yer aldığını ortaya koydu. Retinoik asit, hücrelere bulundukları konumu ve hangi dokuya dönüşmeleri gerektiğini haber veren bir biyolojik rehber işlevi görüyor.
Çarpıcı bir deneyde, sadece el bölgesine uygulanan retinoik asit bile tüm bir kolun yeniden büyümesini tetikleyebildi.
Axolotl’un vücudunda özellikle omuz gibi yenilenmenin başladığı bölgelerde bu molekül yoğun olarak bulunuyor. Ayrıca vücut, bu asidi parçalayacak enzimleri düşük seviyede tutarak retinoik asidin etkisini uzun süre korumasını sağlıyor.
Peki ya insanlar?
Çalışmayı yürüten biyolog James Monaghan, insan vücudunun da aslında benzer bir potansiyele sahip olduğunu belirtiyor. Ancak bizim hücrelerimiz, hasarı onarmak yerine genellikle yara dokusu oluşturarak tepki veriyor. Monaghan’a göre bu tepkiyi değiştirmek, yani hücreleri yeniden "eğitmek" mümkün olabilir.
“Sonuçta parmaklarımızı, ellerimizi embriyonik gelişim sırasında zaten bir kez inşa ettik. Bu bilgiyi hücrelere tekrar hatırlatmak, o süreci yeniden başlatmak anlamına geliyor,” diyor Monaghan.
Araştırmaların ilerleyen aşamalarında bilim insanları, retinoik asit gibi moleküllerin insan hücreleri üzerindeki etkilerini daha detaylı incelemeyi planlıyor. Amaç, yalnızca küçük bir doku değil, tam bir uzuvun yeniden oluşumunu sağlayacak biyolojik komutları vücuda aktarabilmek.
Bu gelişme, uzuv kaybı yaşayan bireyler için umut verici bir geleceğin habercisi olabilir.
Paylaş
Tepkiniz Nedir?






